
Kimse pahalıdan satmasın kendini, biz bilirizherkezin indirimli günlerini. Gidene üzülme başkasına g...idiyordur,gelene sevinme başkasından geliyordur... Biz üç kişiyiz; BEN, KEYFİMVE KAHYASI... Beni tanıyan bilir, bilen anlar, anlayan susar,anlamayan uzar. Ayık ol, panik yapma, rahat ol bak dalgana, üç günlükdünya n......e sana kalır ne de bana, giden dönüyorsa bırakdönsün NE KAYBETTİĞİNİ BİRDAHA GÖRSÜN!..
30 Mayıs 2010 Pazar
TAM ZAMANINDA YAŞAMAK
Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.

Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI
Can YÜCEL
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.

Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI
Can YÜCEL
24 Mayıs 2010 Pazartesi
Görünüşüme Aldanma !

Görünüşüme aldanma, çapkın dururum. Her gece o maskeyi çıkarır,yastığıma sarılıp yalnız uyurum.Dilimden geçenler, gönlümdekidir. Yalana, dolana saplanamam. Bazen kahkaham sahtedir, onunla bile gözyaşımı saklayamam.Parmak izim gibidir sesim, nereye gitsem bulunurum. Bir şarkı takılıdır dilimde, onu söylerken her şeyi unuturum.Notalar tanır beni, türküler bilir. Kederimi de, sevincimi de ezgilere saklarım. Dikkatle dinlersen duyacaksın, ben hayatı müzik
gibi yaşarım.Sevda dediğin nedir? Biraz tebessüm, biraz acı!
Geçmişse ömrün baharı; bir hüzün kalır yüzde, bir de kalpte o derin
sancı!Küçük şeyleri severim, büyükler nasılsa ölür. Kim baki kalır
bu dünyada? Şöyle bir bak etrafına, gün gelir, taş bile çürür.
Ben yüreğim kadarım, ötesini bilemem. Haşmetli duruşuma kanma, karıncayı bile incitemem. Vur diye beklemem ama gafil avlanmışsam, intikam peşinede gidemem.Yaşadıklarımdan dersler aldım, tüm hazinem budur benim. Biriktirdiğim sevdalarım, dostluklarım var cebimde; giderken ancak onları götürebilirim.
Görünüşüme aldanma, o ben değilim iki gözüm!
Ben yüreğiyle yaşayan biriyim.
Aşk uğruna bin parçaya bölünürüm; yetmezse, yolunda ölürüm!
Bir varmış, bir yokmuş

Olmayacak duaysa amin dememek lazımmış, ama gönül buna kulak asmamış, fermanlar boşa yazılmış, gönül ferman dinlememiş. Acılar büyümüş, hüzünler büyümüş, umutlar bir o kadar küçülmüş.
Biri birini sevmiş, o biri onu hiç sevememiş. Bu hep böyle sürmüş gitmiş. Anlatılan bu aşk masalları hiç mutlu sonla bitmemiş. Gökten elma falan da düşmemiş…
20 Mayıs 2010 Perşembe
hayat ne garip bugünlerde....

Hayat ne garip bugünlerde ;
Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı !..Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz..! Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı !..
Diplomamız bol ama sağduyumuz az..! Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı !..İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı..! Sorumsuzca para harcıyoruz a......ma az gülüyoruz..!
Trafikte çok hızlıyız ama çabuk parlıyoruz !..Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz..! Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz !..
Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik..! Çok konuşuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz !..Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik..!
Hayata yıllar ekledik, yillara hayat katamadık !..Ay' a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz..! Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine inemiyoruz !..Havayı temizledik ama ruhları kirlettik..!
Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık !..Çok yazıyor ama az gelişiyoruz..! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz !..Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla..! Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı !..
Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi..! Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı !..Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz..! Dünya barışı der, silahlanırız !..Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız..!
Yani bugünlerde ; Eve çift maaşın girdiği ama çiftlerin boşandığı !..Güzel evlerin yuva olamadığı..! Kısa seyahatlerin, kağıt mendil gibi ilişkilerin ;
Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin !..Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin..! Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu ; Günlerde yaşıyoruz !...
Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin !..Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin..! Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu ; Günlerde yaşıyoruz !...
AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR

Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın oturuyorlarken saflık ortaya bir fikir atmış: neden saklambaç oynamıyoruz? Hepsi bu fikri beğenmiş ve hemen çılgın çılgınlık, bağırmış: "Ben ebe olmak ve saymak istiyorum!" Başka hiç kimse çılgınlığı aratacak kadar çıldırmadığı için, çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1,2,3....
Ve çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar. Şefkat ayın boynuzuna asılmış; ihanet çöp yığınının içine girmiş, sevgi bulutların arasına kıvrılmış, yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama gölün dibine saklanmış, tutku dünyanın merkezine gitmiş, para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış ve çılgınlık saymaya devam etmiş, 79,80,81,82....
Aşkın dışında, bütün iyi ve kötü huylar saklanmış. Aşk, kararsız olduğu için nereye saklanacağını bilemiyormuş. Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Çılgınlık 95,96,97..ye gelmiş ve 100'e vardığı anda, aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış. Çılgınlık bağırmış: "Sağım solum sobedir, geliyorum!" ve arkasını döndüğünde, ilk önce tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra şefkati ayın boynuzunda görmüş ve ihaneti çöplerin arasında, sevgiyi bulutların arasında, yalanı gölün dibinde ve tutkuyu dünyanın merkezinde; hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç…
Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış en son saklı kişiyi bulamadığı için. Derken haset, bulunamadığı için haset duyarak, aşkın yerini çılgınlığa söylemiş. Çılgınlık çatal şeklinde bir sopa almış ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış…
Ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Aşk, elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış. Parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş. Çılgınlık, aşkı bulmak için heyecandan aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş: "Ne yaptım ben? Ne yaptım?" diye bağırmış.Çılgınlık: "Seni kör ettim! Bunu nasıl telafi edebilirim?" diye sormuş aşka. Ve aşk cevap vermiş:
"Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin."
Ve o günden beri, aşkın gözü kördür...
Ve her zaman çılgınlık yanındadır...
Aşka kılavuzluk etmek için…...
;)
13 Mayıs 2010 Perşembe

dikkatli
adımlarla yürüyordu. Fakat bütün çabasına rağmen düştü. Her
tarafı
çamur olduğu için, artık serbestçe yürümeye başladı. Bir
taraftan
ağlıyor ve: “İşte, günaha düşmeden önce günahlardan sakınan
adamın
hali budur. Bir defa, iki defa... Günaha düşt...ü...kten......
sonra,
artık aldırış etmeden onun ortasında yürümeye başlar!” diyordu.
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)