Kimse pahalıdan satmasın kendini, biz bilirizherkezin indirimli günlerini. Gidene üzülme başkasına g...idiyordur,gelene sevinme başkasından geliyordur... Biz üç kişiyiz; BEN, KEYFİMVE KAHYASI... Beni tanıyan bilir, bilen anlar, anlayan susar,anlamayan uzar. Ayık ol, panik yapma, rahat ol bak dalgana, üç günlükdünya n......e sana kalır ne de bana, giden dönüyorsa bırakdönsün NE KAYBETTİĞİNİ BİRDAHA GÖRSÜN!..

24 Kasım 2009 Salı

Hayvanat kafayı bize taktı birader.

Domuz, kuş, kene= DKK terör örgütü!
Kuş gribi.
Kene.
Şimdi de, domuz.

Ve, maalesef olacağı buydu aslında.

Kurban Bayramı’nda elinden kaçırdığı agresif boğaya tüfekle ateş eden kasap da var, tenhada kıstırdığı uysal eşeğe tecavüz eden mühendis de...Allah’tan Adli Tıp raporuyla o eşeğin fingirdek olduğu tespit edildi de, hafifletici sebepten 240 lira cezayla yırttı mühendis... Sonradan “töre” cinayetine kurban gitti o eşek! Sahibi vurdu.

Hiç unutmam, İzmir’de Basmane’deki havuza güzellik olsun diye ördek bırakmıştı belediye... Ertesi sabah yok. Bi daha bıraktılar. Ertesi sabah yine yok. Bi daha bırakmadılar. Çünkü anlaşıldı ki, av eti ayaklarıyla Alsancak’ta satıyorlar ördekleri
Oha filan demeye kalmadı, Aliağa’da iki balıkçı, kuş cennetinden arakladıkları pelikanları mangal yaparken yakalandı jandarmaya... Enselenene kadar iki büyük rakı devirdikleri için, karakolda itiraf ettiler, flamingoların hazmı zormuş, o nedenle hafif ekşi olmasına rağmen,Pelikanları tercih ediyorlarmış... Bu iki haber peş peşe patladı, İzmir’in yarısı vejetaryen oldu; ahalinin cibes, radika, istifno falan, denizbörülcesine yönelmesi ondan!

Vejetaryen olmayıp, et yemeyen de var. Bolu’da mesela... Yol kenarında bir ayı bulundu, ayı çıplak, postu yok! Merak edip araştırdılar, meğer, asfalta çıkan talihsiz ayıya çarpmış direksiyondaki ayılar... Bakmışlar ki, ayı ölmüş... Postunu yüzüp, oturma odasına sermişler iyi mi!

Hatırlayın, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nde ikamet eden, Pakize isimli piton kayboldu... “Kardeşim, 4 metrelik piton nereye gider?” diye şaşıranlara, “Kardeşim, adam 4 kilometrelik fiberoptik kabloyu çalıyor güpegündüz, 4 metrelik pitonu beline sarar gene götürür, siz dikkat edin fili götürmesinler” diye cevap yetiştirmeye gayret ediyorduk ki... Çevre Bakanımız açıkladı, “Ankaralılara bugünlerde şiş kebap yemesini tavsiye etmem!” Hayvan denince, bakanımızın aklına ilk gelen, Aliağa’daki balıkçılarla aynıydı çünkü, mangal... Melih Gökçek baktı ki, basın işin peşini bırakmıyor, taaa 73 gün sonra “Aha işte Pakize” diye bir pitonu getirdi koydu, yerine... Çakma Pakize ise, sanırsın Cem Garipoğlu’dur, “73 gün nerede saklandın?” sorularını, yanıtsız bırakıyor

Bakın, Pakize dedim, aklıma geldi, Sinop’taki Balina Aydın’ı önce maymuna çevirdik, sonra Rus istihbaratında görevli denizaltı yakalama çavuşu olduğunu iddia ettik. Sivas’ta Murat 124’ün arka koltuğunda taşınan Dana Ferhat, meşhur oldu, vaktinden önce iki katı paraya sucukçuya satıldı.Yavru fok Badem’i sigara tiryakisi yaptılar Gökova’da... Rahmetli Özal’ın papağanı Cabbar aslında çoktan rahmetli oldu ama, “Cabbar işte bu” diye yakaladıkları papağanı animatör olarak kakalıyorlar Antalyada

Darıca’ya timsah getirdiler, millet görsün diye... Ööle duruyor,hareketsiz... Kafasına kaya attılar, yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için, hayvancağız debelendi ama, iş işten geçti, ruhunu teslim etti. Göçmen kuşların biyolojik silah taşıdığını öne sürdüler. Bodrum’da çok balık tüketiyor diye yunusları katlettik. Milas’ta, daracık yere sıkıştırıp,balık çiftliğindeki balıkları oksijensizlikten boğarak topluca öldürmeyi başardık. Uçak için deve kestiler. Beygirler zaten nallı kuzu.

Denizli’de at heykelini sünnet ettiler, malum yeri fazla büyük diye.Sütaş’ın vole atan santrfor ineğini RTÜK’e şikâyet ettiler memeleri görünüyor diye.
İşin hazin tarafı...
Memleketin adı, hindi.

Yılmaz Özdil
yazmış çok güzel yazmış...

17 Kasım 2009 Salı

yarımı alıp da kalamazdım sende..
bunu sende iyi biliyorsun..
ve her gece bir avuntuyla sevişiyorum..
bir keşke daha ilişiyo rüyalarıma..
intiharlarım sıkış pıkış satır aralarımda..
sende görebiliyo musun?
...
düştüğüm kaldırımlarda yürüyebiliyo musun?
...
henüz saydamlaştıramadığım gözyaşlarım var..
gitseydin benden herşey tam olacaktı..
tam kelimesini nasıl kullandığımın farkında mısın?
ben farkına varman için açıyorum..
"tam bi boşluk gibi"
işte bu kadar güçlüyüm..
...
aslında bu gece bazı şeyleri tersden söylemeyi istiyorum..
beni bi tek sen umursuyosun..
ya da -di li geçmiş bi zamandın..
...
hayır hayır!!
benim için değil..
sen öyle istedin.
....
benim isteklerim mi?
...
bi önemi yok artık..
gitmeni bekliyorum artık..
seni görüp her gün kavga etmekten yoruldum artık..
...
seninle mi geldim sanki bu eve..
bi türlü gitmiyosun..
...
ne olur bana beni sevdiğini söyleme..
inanır minanarım başıma gelme ama ben son olduğunu bilmiyim..
...
tamam dokunmuyacam cam parçalarına..
...
kırmıyıcam da aynaları..
...
uyumamı mı istiyosun?
...
ama sen?
...
bilirsin beklerim çok kez uyumanı..
sonra ben uyurum..
en azından sen beni kandır..
uyumuş numarası yap..
...
izlerini de silme olur mu?
zaten herşey bulanık..
daha fazla bulama etrafa..
bak sen de dağıldın görüyo musun?
...
bunu sadece ben mi görüyorum?
...
kendi parçalarını görmüyo musun?
...
kapının ardında gözlerin..
perdenin arkasında saçların dalgalanıyo..
koltuğun kenarında ellerin kalmış..
yastığımda dudakların..
...
ne!!
onlar benim mi?
...
kendi parçlarımı göremeyecek kadar kör mü oldum..
paramparça olmuşsun işte..
...
peki onlarda benim olsun..
gidersen -ki gideceksin- onları götürme o zaman olur mu?
...
tamam çocuk gibi bişeyler istemiyicem senden..
...
ama sen yine de toplama onları olur mu?
...
bişey sorabilir miyim?
gitmesen olmaz mı?
...
yeniden başlasa hani..
kapıdan içeri girip merhaba desen..
gözlerimi kapasam sana..
sonra açtığımda yine senolsan..
sen olsam..
hani gitmesen diyorum..
...
ben bi yüzümü yıkıyım..
sonra git o zaman..
çok şey istemiyorum..
fazla kalmam..
...
en son nasıl gördüysen o şekilde hatırla beni..
...
sen gittikten sonra ne mi yapıcam?
biraz amfetamin alıcam önce..
sonra uyku ilaçlarımı alıcam..
...
uyuyucam evet neden ki?
sen gidersen uyumam lazım..
gözlerimi Tanrı'ma kapatmam gerek..
...
uyku sorunu çekmiyodum uzun zamandır hayır..
uyuyamadığım için öyle bi sorun kalmadı ki..
...
bak saatlerdir gitmek için uğraşıyosun..
...
geç oldu biliyorum..
dedim ya işte sana seninle beraber çabuk geçiyo be zaman..
...
şimdi nasıl olacak?
...
yani gidersen..
...
tamam daha fazla çırpınmıyorum..
boğulduğumun farkındayım..
cümlelerim eksiliyo..
...
sen şimdi git ben arkanda kalan kelimelerimi sökiyim dişlerimin arasından..
sessizlik olmasın..
sensizlik kadar kötü olur sonra bu olay..
çığrından çıkar..
................
gitmişsin..
biliyodum gözlerimi kapatmamam gerekirdi..
uyanmadım hala..
gidişinin bilmem kaçıncı gününündeyim..
yeni yaşıma girdim..
en dip yaşımdayım
........

Mecnun ile Mütedeyyinin aşkı..!!‏

> Zamanın birinde alim zatlardan biri bir nehir kenarında namaza durmuş..
> Mecnun tam o sırada sözde alim zatın önünden geçmiş..
> Adam öfkeyle namazını bozarak:
> --'Bre melun görmez misin ki namaza duruyorum, ne diye önümden geçersin?'
> der.
> Mecnun'un cevabıysa ilginçtir:
> --'BEN LEYLANIN AŞKIYLA SENIN NAMAZ KILDIĞINI GÖRMEZKEN,
> SEN MEVLANIN AŞKIYLA BENI NASIL GÖRDÜN...?
> > Sahte dindarlara ve aşkı böyle yaşayamayanlara ithaf edilir...

GÜLÜMSETEN SORULAR


Neden bozulan otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda, onlara mültecilermis gibi bakariz? Neden her gördügümüz haritada hemen Türkiye'yi bulmaya çalisiriz? Millet olarak dünyada kaybolma kompleksimiz mi vardir? Neden insanlar birbirlerine sarilinca saga-sola sallanirlar? Neden ögrenciler ilkögretimin besinci sinifina kadar ögretmene 'ögretmenim' diye seslenirken, altıncı sinifta bir anda 'hocam' diye seslenmeye baslarlar? Neden sinavlarda '4 yanlis bir dogruyu götürür' seklinde bir uygulama ile ögrenciler cezalandirilirlar da;'4 dogru bil, bir dogru da bizden' seklinde bir kampanya baslatilip, zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez? Neden insanlar kapali bir alandan yagmur yagan alana çikinca kafalarini egerler? Yagmura duyulan saygidan midir, yoksa ondan tirstigimiz için midir? Neden dükkanini kapatip giden esnaf, kapiya '10 dakika sonra dönücem' yazar, ne zaman gittigini nasil anlarız? Televizyona çikan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanlarin izledigini sanirlar? Örn: Su anda 70 milyon kisi bizi izliyor... Neden gözlerinden öperim denir? Insan vücudunda öpülecek daha uygunsuz bir yer var midir? Kimse kimseyi gözünden öpmüs müdür? Dügünlerde neden 'Dom Dom Kursunu' ile göbek atilmaktadir. 'Bir avci vurdu beni, bin avci beni yedi' gibi sözler esliginde kendinden geçen baska milletler var midir? Neden bazi kizlarimiz sirin bir hayvancagiz gördüklerinde 'ay inanmiyorum! ' derler, inanilmayacak olan nedir? Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur? Dolmuslardaki fiyat tarifesinde 'en kisa mesafe' neden 'indi-bindi' olarak tabir edilir? Önce inilip, sonra mi binilir? Bir terslik yok mudur? Bir programi kurarken neden 'kabul ediyorum' ya da 'kabul etmiyorum' seçenekleri vardir? O kadar parayi bayilip bir bilgisayar programi satin aldiktan sonra 'kabul etmiyorum' seçenegini isaretleyen bir takim saf kisiler mevcut mudur? Bulmacalarda boru sesinin karsiligi neden hep 'ti'dir? Bulmacalari hazirlayan arkadaslar hiç 'ti' diye ses çikaran boru görmüsler midir? Neden futbol takimi olan Ajax'Ayaks' diye okunur da temizlik ürünü Ajax 'Ajaks' diye okunur? Neden ilanlarda 'doktordan temiz araba' diye yazilir? Hipokrat yemininde'arabami temiz kullanacagim' seklinde bir madde mi vardir? Yola çıkarken neden Allaha ısmarladık denilir..?Allah sipariş mi alır..? Minibüslerde sigara içilmiyeceğini bilmemize rağmen…Şöförün sigara içmesine ne için tepki koymayız…. İndirilme korkusundan mı…? Yoksa şöför içebilir diye mi düşünürüz..? Oturduğumuz Apartmanın demir kapısının gacur gucur öttüğünü duyduğumuz halde neden biraz yağ biraz pamuk gibi masrafsız elemanlarla hemen halletmeyiz o sesi….? Bir başkasının görevi diye mi düşünürüz.? Hoşumuza mı gider o ses..? yoksa doğal mı gelir o ses..? Apartmanın Demir kapısının menteşeleri yağsız olunca açılıp kapanırken çıkarttığı ses gerçekten gacuuuur gucuuur mudur…? Müzikte böyle bir nota varmıdır..? Beslediğimiz evcil hayvanların anlayamıyacağını bile bile..neden hep emirler yağdırırız..?
:) :) :) :) :) :) :) :) :)

16 Kasım 2009 Pazartesi

POLİTİKA NEDİR ?


Çocuk babasına sorar: “baba politika nedir?”
Baba şöyle der: “bak oğlum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben
kapitalistim.
Annen parayı yönetir, öyleyse o hükümettir
Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, öyleyse o>da sendikadır.
Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır.
bizlerin ise tek hedefi vardır, senin rahatlığın. Dolayısıyla sen de
halksın ve altında bezi ile yatan küçük kardeşin ise gelecektir.
Söyle bakalım anlayabildin mi?”
Çocuk o gece babasının anlattıklarını düşüneceğini söyler.
Gece yarıs çocuk uyanır. Çünkü küçük kardeşi altını pisletmiştir ve ağlamaktadır.
Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider.
Annesi yalnız ve derin bir şekilde uyumaktadır, öyle ki onu uyandıramaz.
Hizmetçi kızın odasına gider. bakar ki babası hizmetçi kızla yatmaktadır.
Dedesi de pencereden gizlice onları izlemektedir.
Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunu farketmezler bile.


Çocuk hiçbir şey yapamadan yatağına geri döner.
Ertesi sabah baba çocuğa kendince politikanın ne olduğunu anlatmasını ister.
”evet” der çocuk,
“kapitalizm” işçi sınıfını kötüye kullanıyor…
sendika bunu seyrediyor…
Bu arada hükümet uyuyor…
Halk ise dikkate alınmıyor…
ve gelecek bokun içinde yatıyor!
iste politika budur..!