Kimse pahalıdan satmasın kendini, biz bilirizherkezin indirimli günlerini. Gidene üzülme başkasına g...idiyordur,gelene sevinme başkasından geliyordur... Biz üç kişiyiz; BEN, KEYFİMVE KAHYASI... Beni tanıyan bilir, bilen anlar, anlayan susar,anlamayan uzar. Ayık ol, panik yapma, rahat ol bak dalgana, üç günlükdünya n......e sana kalır ne de bana, giden dönüyorsa bırakdönsün NE KAYBETTİĞİNİ BİRDAHA GÖRSÜN!..

10 Aralık 2008 Çarşamba

HAYATI TERSTEN YAŞAMAK

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.
Şüphesiz ki yasamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mı ?
Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar , torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar herşey garanti,huzur içinde yasıyorsunuz.
Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Birgün çalişmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoşgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz..
Ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan, tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz.
Herkes karsınızda elpençe divan...
Vücudunuzda da bazi hoşa giden hareketler de başliyor.
Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz.
Diger hormonal aktiviteler artiyor, fevkalade.....
Aman ne güzel günler başliyor...
Derken birgün patron size artik Üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
Bu arada Babaniz ortaya çikmiş, "fazla çalıştın" diyor.
"artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harşlığın benden olsun...
" Keyfe bakar mısınız ? Okudugunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.
Ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor.
Partiler, Diskotekler,erkekler sayısı artıyor.
Derken Anne ve Babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık...
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar... Mamanız agzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken Anneniz birgün size süt verme kararını alıyor ve baska bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık heryerde, her an ve en taze şeklinde hazır.
Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için agzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumusacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, kücülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatınız bitiyor....

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Valla bu yaşam tarzı hiç hoş olmazdı. Sonunda başkalarının zevkine kurban gitmek hiç çekici değil. Üstelik emekli ikramiyesi de yok. Bana ne ben çalışmıyorum.